Ne guzel soylemis sanatci sarkisinda,
"sevgilimi koluma takarim / bebekte üç beş tur atarim"...iyide sonra
ne yaparsin onu da soyleseydin de bizde salak gibi sevgilmizi kolumuza takip,
bebek festivaline gitme gafletinde bulunmasaydik !
Pazar sabahlarini cok
severim. Erken kalkmama gerek olmamasina rağmen, sabahın köründe ayağa
dikilirim ve ev halkinin kalkip bir an önce kahvalti hazırlamasını beklerim.
Cumartesi gecesi yatağıma uzanırken de, aynı düşünceler icindeydim, ta ki
sevgilimin durtmeleri ile uyanincaya kadar. Sabah 10 gibi sevgilimin dürtmeleri
ve yangın sireni kivaminda ki, 1 uzun 1 kisa uyarisi ile
uyandim;"Aşşkkııııımmmm....aşkım...Aşşkkııııımmmm....aşkım...
Sevgilimin bu uyarisi bir yerden sonra ninni gibi geldigi icin bu seferde
hafiften darp uygulamaya basladi;"eee askim hadi kalk ama, bebek
festivaline gidelim". “Hay Allahım ya, ne işimiz var bebek festivalinde,
Etilerden aşşaa bebek festivali” diyesim vardı ama diyemeden usulca yataktan
kalktım. Beni bekleyen mükellef kahvaltı masası da başıma gelecekleri bir
anlığına unutmam için hazırlanmış gibiydi.

Bebek
Festivalinin yapıldığı alanın önünden geçiyoruz. Alan insan kaynıyor. Bacalardan çıkan dumanlarda bu kalabalığa
eklenince, buyrun GS-FB derbisine kıvamında bir ortam. Tabiki bu zaman zarfında
da hala arabamıza yer arıyoruz. ,İspark’a ait bir alanın önünde takriben 25
dakika bekledikten sonra, içeriden gelen görevli “yerimiz yok abicim” dedi.
İşte o anda insanlar nasıl 3. Sayfaya haber olup, flash tv de konulu dizilere
konu başlığı oluyor anladım. Sinir katsayım yükseldikçe, sevgilim önerilerime
daha çok uymaya başladı. Bebek badem ezmecisinin vitrine doğru ani bir dönüş
yapıp ters istikamete doğru gitmeye başlıyoruz. Bu arada Lucca nın önünde
bekleyen şuursuz kalabalığı hürmetle selamlıyorum (yolun ortasında durup sohbet
eden adamı nasıl selamlayabilirim ki).
Bebek
Festivaline gitmek başlı başına bir festivale dönüşmüşken ve biz arabadan
inmeden dayak yemiş gibi olmuşken, soluğu Etilere çıkan akmerkez yokuşunun
orada bir çay bahçesinde alıyoruz. Karşımda İstanbul boğazı, yanımda festival
mağduru sevgilim, elimde de lipton ice tea (eee tiki olucaz o kadar)...ohhh be,
esas festival burada vatandaş, geeellll...